news-details

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Cesaretin cinsiyeti olmaz., danmışlığın ölçüsü olmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Jandarma ve Sahil Güvenlik akademimizde eğitim alan subay ve astsubaylarımızın mezuniyet merasimleri vesilesiyle sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum.

Yürekleri Türkiye için atan bu evlatlarımızın heyecanına ortak olmaktan ayrı bir mutluluk duyduğumu özellikle ifade etmek istiyorum. Dereceye giren kardeşlerimiz başta olmak üzere mezuniyet diplomaları alan subay ve astsubayımızın her birini tebrik ediyorum.

Bugün üniformalarını vakar, cesaret ve sorumlulukla birlikte kuşanan siz gençlerimizin tek tek alınlarından öpüyorum. Şu tablo kararlılığın resmidir. Şu tablo Türkiye'nin güvenlik duvarıdır. Şu tablo yarınlarımız için bir söz bugünümüz için bir güvencedir.

Her birinizle en az aileleriniz en az komutanlarınız, hocalarınız kadar gurur duyuyorum. Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatımızın farklı birimlerinde vazife üstlenecek subay ve astsubaylarımıza Mevla'dan başarılarla dolu meslek hayatı diliyorum. 15 misafir subayımıza da başarı dileklerimi iletiyorum. Memleketlerine döndüklerine ailelerine ve mesai arkadaşlarına bizden selam götürmelerini bilhassa rica ediyorum.

Türkiye Cumhuriyeti geçmişi ve geleneği olan devlettir. Bizler Anadolu'ya dün gelmedik. Tarih sahnesine de dün çıkmadık. Çok geniş bir coğrafyayı adım adım nakış nakış işledik. Asırlar boyunca barışın, huzurun, adaletin sancaktarı olduk. Bizi buradan çıkarmaya çalışanlar oldu, ufkumuzu karartmaya, hürriyetimizi elimizden almaya, kardeşlerimizi bozmaya yeltenenler oldu.

Kimi zaman işgal ordularıyla bunu yapmaya çalıştılar, kimi zaman da ülkemizdeki maşalarını harekete geçirmeye çalıştılar. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'da 40 yıl boyunca besleyip büyüttükleri militanlarını üzerimize saldırttılar. Hamdolsun hepsini tek tek püskürttük.

Şehit ve gazilerimizin mukaddes emanetine dört elle sahip çıktık. Son 23 yılda yaşadığımız nice saldırıda bir olduk, beraber olduk, sırt sırta verdik, sonunda vatanımıza göz dikenleri hüsrana uğrattık. Dün tarihimizdeki iki önemli dönüm noktasının yıldönümüydü.

Malazgirt Zaferimizin 954. seneyi devriyesini gururla idrak ettik. Büyük Taarruz'un 103. yıldönümünü iftiharla andık. 3 gün sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 103. yıldönümünü coşkuyla kutlayacağız. Biz ülkemizdeki tek parti zihniyetinin temsilcileri gibi tarihimizi 100 sene önceden başlatmıyoruz. Tam tersine tarihimizin tamamını baştacı ediyoruz.

Selçuklu ve Osmanlı ile Cumhuriyetimizi karşı karşıya getirmeye çalışan köksüzlere rağmen Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın bütün aşamalarını sahipleniyoruz. Bir ağacın kökü ne kadar derinlere inerse, gövdesi de o kadar sağlam olur. Gövdesi ne kadar sağlamsa dalları da o derece geniş ve kuşatıcı olur.

Biz kökü de gövdesi de dalları da sapasağlam bir milletiz. Daha nice asırlar boyunca öz yurdumuzda özgürce yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bu topraklardaki bin yıllık varlığımızı daha nice zafer, destanla süsleyecek, gelecek nesillere büyük ve güçlü Türkiye bırakacağız. Bugün Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler hepimizin yüreğini dağlıyor.

Açlıktan karınları sırtlarına yapışmış masum yavruların görüntüleri kalp taşıyan her canlı gibi bizim de içimizi kanatıyor. Mazlum bir halkın soykırıma uğraması karşısında üzülüyoruz, hüzünleniyoruz. Siyonist cinayet şebekesinin katliamlarına bu kadar devam edebilirse elbette hepimizi hüzünlendiriyor. Kendilerini dev aynasında gören zalimler mutlaka kaybedecek rezil olup gideceklerdir.

Masumların oluk oluk akan kanlarında hiç şüphe yok ki o kanları dökenler de boğulacaktır. Cenab-ı Allah zalimlerin hesabına yarına bırakır ama yanlarına bırakmaz. Her gün kameralar önünde kalleş kurşunların ve bombaların hedefi olan Filistinli kardeşlerimizin hesabı eninde sonunda sorulacaktır.

Bugün ailelerinizin gururu, hocalarınızın sevinci, milletin umudusunuz. Yarın karakolda amirin, denizde komutanın, sahada ekibin parçası olacaksınız. İnşallah bu millete ve devlete aşkla hizmet edeceksiniz. Gecenin karanlığında bir kapı çalınırsa ışık siz olacaksınız.

Denizin ortasında yardım çığlığı yükselirse imdada siz koşacaksınız. Sınırda dalganın, yaylada rüzgarın, ovada toprağın diliyle konuşacaksınız. Aranızda çok sayıda kadın subay ve astsubayınız var. Cesaretin cinsiyeti olmaz. Adanmışlığın ölçüsü olmaz. Kadın erkek hepinizin mensubu olduğunuz kurumu şanla şerefle temsil edeceğinizden şüphe duymuyorum.

"KENDİNİ DEVLETTEN, TOPLUMDAN ÜSTÜN GÖRENLERİN TEPELERİNE BİNECEĞİZ"

Şöhret geçici, şeref kalıcıdır. Yetki geçici, itibar kalıcıdır. Mevkii geçici, iz kalıcıdır. Sizin göreviniz iz bırakmaktır. İyilikte, adalette, merhamette, devlete ve millete hizmette iz bırakmak. Her birinizin görevinizi bu şuurla yapacağına yürekten inanıyorum.

Buradaki her bir arkadaşımdan meslek hayatı boyunca bu değerlere sıkı sıkıya sarılmasını istiyorum. Hükümet olarak biz de sizin vazifenizi en iyi şekilde yerine getirmek için gerekli imkanları sağlamaya devam edeceğiz. Sokak çeteleri, suç örgütleri, zehir tacirleriyle mücadelemizi kararlılıkla hukuk önünde sürdüreceğiz.

Türkiye'nin huzuruna kast edenler devletimizin tüm güvenlik güçlerinin çelikten iradesiyle karşılaşacaklardır. Rabbim şehit ve gazilerimizin emaneti bu aziz vatana hakkıyla sahip çıkabilmeyi hepimize nasip eylesin diyorum."

 

  Hibya Haber Ajansı